Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Bugün benim doğum günüm. Öyle mutluyum ki bir yaş daha büyüdüm diye. Hayatımda her yaş biraz daha mutluluğa sürüklemiştir beni. Bundan sonra da böyle olacağına inanıyorum. Bu bir teselli değil. Gerçekten böyle olacağını düşünüyorum.'Nedeni ne olabilir?' diye düşündüğümdeyse birçok fikir geliyor aklıma.
Bir kere en önemlisi tecrübe dedikleri şey. İnsanoğlu yaşamın her gün yeni bir yüzüyle karşılaşıyor. Zamanla daha çok şey görüyor, öğreniyor. Daha az hata yapıyor yıllar geçtikçe. En azından yaptığı hataları tekrarlamamayı öğreniyor
Doğmak, büyümek, hep büyümek, büyümeye çabalamak gibi bir misyonumuz var hayatta.. "Belli bir yaşa geldik artık, yaşam kendi tekrarlarına başladı" diyemiyoruz..
Kaç yaşına gelirsek gelelim hep ilkler oluyor yaşamımızda.. Düşünsenize ilk nefesle başlıyor, ilk ağlama ile devam ediyor. Sonra ilk sözcükler, ilk adımlar, ilk okul, ilk ayrılık, ilk sinemaya gidiş, mesleğe ilk adım, ilk maaş, ilk terfi, ilk işten çıkış, ilk arayış, ilk sonlanış.. Ama bu döngünün sonu yok, yüz yaşımıza gelsek de hayatımızda hep ilkler olacak…
Dünyada var olduğumuz ilk günü kutsuyoruz doğum günlerinde…
Bugün benin doğum günüm, geçmişte bıraktığım kocaman kocaman yıllarım var. Mutlu, umutlu, coşkulu, ışıklı yıllar.. Hayal kırıklıkları, hayaller, özlemler, ayrılmalar, kavuşmalarla dolu yıllar.
Kahkahalarla çınlayan, bir o kadar gözyaşları ile geçen yıllar. Paylaşarak güzelleşen, çoğalan yıllar. Aşkı, ailemi, dostlarımı bulduğum, onlarla yoğrulduğum yıllar. Kendimi ararken kaybolduğum, her seferinde yeniden bulduğum, buldukça büyüdüğüm, büyüdükçe aradığım yıllar..
Zamana, hayata, koşullara direndiğim, başkaldırdığım, mücadele ettiğim yıllar.
Bazen yorulduğum, kendime kapandığım, kendimi dinlediğim, sonra yeniden, kaldığım yerden hayat yoluna yürümeye, koşmaya, sendelemeye devam ettiğim yıllar.
İnsanları anlamak için durup defalarca düşündüğüm, anlayamayınca insanca diye geçiştirdiğim yıllar.
Başkalarının dertlerini dert edinip onlarla çözüm bulmak için çabaladığım yıllar.
Kendi sıkıntıları kendi kendime dağ yapıp altında kalacağımı anladığımda onları yine kendi kendime ortadan kaldırdığım yıllar...
Ölümün acısına ve doğumun mucizesine tanık olduğum yıllar.
Okuduğum, izlediğim, katıldığım, öğrenmeye aç bir çocuk gibi bilgiye saldırdığım yıllar.
Koştuğum, ulaştığım, ulaşamadığım yolları düşe kalka, yara bere içinde devam ettiğim yıllar.
Çocukluğumu, ergenliğimi ve olgun gençliği yaşadığım bugünlerde, geçmişe özlemle, geleceğe ümitle bakmam gerektiğini bana anımsatan yıllar...
Çok değil 53 yıl olmuş hayata merhaba diyeli, bundan sonrası, bundan öncesini aratmamasını diliyorum.
Bugün bir yanım sevinç, bir yanım hüzün…
Doğum günleri duygusal ve kırılgan günler çünkü..
İnsan olmak belki de bu yüzden güzel.
Kendi kendime "iyi ki doğmuşum, her şeye rağmen hayat çok güzel! " diyorum ve kendime bir şarkı hediye ederek günün tadını çıkarmaya gidiyorum
Hem hayata alışıyor galiba insan.Hayattan neleri bekleyebileceğini, neleri bekleyemeyeceğini daha net görüyor.Onu geçmiş senelerde ölesiye kıran olaylar ve insanlar artık aynı etkiyi yaratamıyor.
Kendini her geçen yılla beraber daha iyi tanıyor. Kendine daha bir yaklaşıyor, huyunu, suyunu iyice keşfediyor. Ne istediğini, neler yapabileceğini, sınırlarının ne olduğunu bildiği için kararlarını daha doğru alıyor, adımlarını daha emin atıyor.
Kendini daha iyi tanımakla birlikte, sevmediği özellikleri için de çareler arıyor
Yeni yaşım bana neler katacak, benden neler götürecek bilmiyorum. Ama diliyorum ki sevgi dolu, huzur dolu bir yaş olsun, hep gülümseyerek hatırlayacağım...
Mutluyum bugün
Diliyorum Rabbim den bundan sonra Rabbime hayırlı bir kul olurum..............
Allahtan tek dileğim sevdiklerimle birlikte mutlu ve huzurlu bir ömür geçirmek.............
Hepinize kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum............
Allaha emanet olun........
Sevdiklerinizle birlikte olun...
Tarih: 2016-10-12 17:57:01 Kategori: Edebiyat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Bir Doğum Günü Yazısı Nedir
Bir kere en önemlisi tecrübe dedikleri şey. İnsanoğlu yaşamın her gün yeni bir yüzüyle karşılaşıyor. Zamanla daha çok şey görüyor, öğreniyor. Daha az hata yapıyor yıllar geçtikçe. En azından yaptığı hataları tekrarlamamayı öğreniyor
Doğmak, büyümek, hep büyümek, büyümeye çabalamak gibi bir misyonumuz var hayatta.. "Belli bir yaşa geldik artık, yaşam kendi tekrarlarına başladı" diyemiyoruz..
Kaç yaşına gelirsek gelelim hep ilkler oluyor yaşamımızda.. Düşünsenize ilk nefesle başlıyor, ilk ağlama ile devam ediyor. Sonra ilk sözcükler, ilk adımlar, ilk okul, ilk ayrılık, ilk sinemaya gidiş, mesleğe ilk adım, ilk maaş, ilk terfi, ilk işten çıkış, ilk arayış, ilk sonlanış.. Ama bu döngünün sonu yok, yüz yaşımıza gelsek de hayatımızda hep ilkler olacak…
Dünyada var olduğumuz ilk günü kutsuyoruz doğum günlerinde…
Bugün benin doğum günüm, geçmişte bıraktığım kocaman kocaman yıllarım var. Mutlu, umutlu, coşkulu, ışıklı yıllar.. Hayal kırıklıkları, hayaller, özlemler, ayrılmalar, kavuşmalarla dolu yıllar.
Kahkahalarla çınlayan, bir o kadar gözyaşları ile geçen yıllar. Paylaşarak güzelleşen, çoğalan yıllar. Aşkı, ailemi, dostlarımı bulduğum, onlarla yoğrulduğum yıllar. Kendimi ararken kaybolduğum, her seferinde yeniden bulduğum, buldukça büyüdüğüm, büyüdükçe aradığım yıllar..
Zamana, hayata, koşullara direndiğim, başkaldırdığım, mücadele ettiğim yıllar.
Bazen yorulduğum, kendime kapandığım, kendimi dinlediğim, sonra yeniden, kaldığım yerden hayat yoluna yürümeye, koşmaya, sendelemeye devam ettiğim yıllar.
İnsanları anlamak için durup defalarca düşündüğüm, anlayamayınca insanca diye geçiştirdiğim yıllar.
Başkalarının dertlerini dert edinip onlarla çözüm bulmak için çabaladığım yıllar.
Kendi sıkıntıları kendi kendime dağ yapıp altında kalacağımı anladığımda onları yine kendi kendime ortadan kaldırdığım yıllar...
Ölümün acısına ve doğumun mucizesine tanık olduğum yıllar.
Okuduğum, izlediğim, katıldığım, öğrenmeye aç bir çocuk gibi bilgiye saldırdığım yıllar.
Koştuğum, ulaştığım, ulaşamadığım yolları düşe kalka, yara bere içinde devam ettiğim yıllar.
Çocukluğumu, ergenliğimi ve olgun gençliği yaşadığım bugünlerde, geçmişe özlemle, geleceğe ümitle bakmam gerektiğini bana anımsatan yıllar...
Çok değil 53 yıl olmuş hayata merhaba diyeli, bundan sonrası, bundan öncesini aratmamasını diliyorum.
Bugün bir yanım sevinç, bir yanım hüzün…
Doğum günleri duygusal ve kırılgan günler çünkü..
İnsan olmak belki de bu yüzden güzel.
Kendi kendime "iyi ki doğmuşum, her şeye rağmen hayat çok güzel! " diyorum ve kendime bir şarkı hediye ederek günün tadını çıkarmaya gidiyorum
Hem hayata alışıyor galiba insan.Hayattan neleri bekleyebileceğini, neleri bekleyemeyeceğini daha net görüyor.Onu geçmiş senelerde ölesiye kıran olaylar ve insanlar artık aynı etkiyi yaratamıyor.
Kendini her geçen yılla beraber daha iyi tanıyor. Kendine daha bir yaklaşıyor, huyunu, suyunu iyice keşfediyor. Ne istediğini, neler yapabileceğini, sınırlarının ne olduğunu bildiği için kararlarını daha doğru alıyor, adımlarını daha emin atıyor.
Kendini daha iyi tanımakla birlikte, sevmediği özellikleri için de çareler arıyor
Yeni yaşım bana neler katacak, benden neler götürecek bilmiyorum. Ama diliyorum ki sevgi dolu, huzur dolu bir yaş olsun, hep gülümseyerek hatırlayacağım...
Mutluyum bugün
Diliyorum Rabbim den bundan sonra Rabbime hayırlı bir kul olurum..............
Allahtan tek dileğim sevdiklerimle birlikte mutlu ve huzurlu bir ömür geçirmek.............
Hepinize kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum............
Allaha emanet olun........
Sevdiklerinizle birlikte olun...
Tarih: 2016-10-12 17:57:01 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx